Kanal D’nin yaz dizisi “Geniş Aile”, her bölümüyle reyting rekorları kırıyor. Dizide Cevahir karakterini canlandıran Ufuk Özkan, “Yayın öncesi olumlu tahminler vardı, birinci olacağımızı düşünüyordum, ama bir reyting tsunamisi yaratacağımız aklıma gelmemişti. ılk bölümlerin tekrarları bile sıralamaya girdi” dedi.
Kanal D’de yaz döneminde başlayan “Geniş Aile” beklenenin de üzerinde ilgi gördü, usta oyuncu kadrosu ve absürd espriler milyonlarca kişiyi ekrana kilitledi. Herkes “Geniş Aile”nin Cevahir’i ile Koyu Bilal’inin ezeli savaşını kahkahalarla takip ediyor. Bu iki karakteri halka sevdiren Ufuk Özcan ve Fırat Tanış’ın üniversite arkadaşı olduğunu ise kimse bilmiyor.
Fırat TANIŞ
İKİ KARAKTER DE AYNI ÖLÇÜDE SAF
Öncelikle tebrik ederim, diziniz çok gerçekten çok sevildi.
- Teşekkür ederim. Biz de sette izleyiciler kadar eğleniyoruz, çekimler çok eğlenceli geçiyor. Sanırım bu da halka yansıyor.
Bu projede ilk başta size cazip gelen ne oldu? Sonuçta dizinin tutup tutmayacağı ilk anda belli olmuyor...
- Daha önce ben hep zorba, kabadayı rollerindeydim. Bu kez durum çok farklı. Bana cazip gelen en başta bu oldu.
Peki Cevahir ile Bilal arasındaki husumet için ne diyeceksiniz?
- Gerçek hayatta da öyle insanlar vardır, yani çocukluktan itibaren birbirlerini itenler... Ne olmuşsa olmuştur, kanları hiçbir zaman birbirini çekmemiştir, hep zıt kutuplarda dururlar. Bu husumet, Koyu Bilal ve Cevahir’in iyi ya da kötü, akıllı ya da aptal olduğunu göstermiyor. İkisi de aynı ölçüde saf zaten.... Zaman zaman ortaya çıkan enayi bir yanları bile var.
Siz dizideki hasmınızla okul arkadaşıymışsınız aslında, öyle mi?
- Evet, sadece Ufuk (Özkan) değil, İlker Ayrık ve Zuhal Topal ile de dönem arkadaşlarıyız. Yakın zamana kadar Ufuk ve ben İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı’nda öğrenciydik. Yani biz birbirini uzun zamandır tanıyan, ortak çevreleri olan adamlarız. Herkesin birbirine olan saygısı, sevgisi sette büyük avantaj sağlıyor. Zaten bu iş eğlenmeden yapılmaz.
Az önce dediğiniz gibi, bugüne kadar hep sert, kabadayı rollerdeydiniz. Bu teklife “evet” derken, halkın yeni karakteri benimsememesinden korkmadınız mı?
- Televizyon dünyasında insanlar risk almak istemezler, bunda eleştirilecek bir durum yok. Ama benim bugüne kadar yaptığım her işin içinde biraz mizah vardı zaten... “Aşka Sürgün”de bile... Öyle bir sertliği ve kabalığı insanlara ancak mizah mazur gösterebilir zaten... “Aşka Sürgün”e ya da “Menekşe ile Halil”e bakın... Onlarda gördüğümüz, sıra dışı diyebileceğimiz ağırlıktaki karakterlerin aslında komik birer yanları yok mu? Bence var.
GERÇEK OYUNCU TİYATRO SAHNESİNDE BELLİ OLUR
Tiyatroya da devam ediyorsunuz. Peki yıllardır yakınılan seyirci azlığından siz de dertli misiniz?
- Bu beni hiç ilgilendirmez, meraklısı gelip izler, o kadar...
Tiyatro oyunculuğunu, dizi ve sinema oyunculuğundan ayrı bir yere mi koyuyorsunuz?
- Tiyatro bütün bu işlerin dışında... Sinema ve televizyonda böyle bir rolü oynayabilmek için oyuncu olmanın gerekmediğine inanıyorum.
Ufuk ÖZKAN
BU DİZİYLE REYTİNG TSUNAMİSİ YARATTIK
Reyting sıralamasında birinci olmayı bekliyor muydunuz?
- Yayın öncesi olumlu tahminler vardı, birinci olacağımızı düşünüyordum, ama bir reyting tsunamisi yaratacağımız aklıma gelmemişti doğrusu. Reytinglerimiz tavanda. Yaz döneminde böyle bir sonuç alındığına göre kışın da devam edebiliriz. İlk bölümlerin tekrarları bile sıralamaya girdi.
Cevahir karakteri tam bir zirzop... İnsanları yakalayan, kendini sevdiren özelliği ne sizce?
- Türk ailelerinde her zaman böyle bir çöp olur çünkü... Halka yakın gelen bu...
Nasıl çöp yani?
- Her ailede bir faydasız vardır ya... Ama ailenin adını kötüye çıkaracak biri değildir. Sempatik, sevimli, şeytan tüyü olan, hayata tutunmaya çalışan, hiçbir şeyi beceremeyen tiplerdir.
Dizinin en sevilen yanı ilginç diyalogları... Siz oynarken eğleniyor musunuz?
- Tabii ki... Karikatürist arkadaşlarımız diyalogları öyle güzel yazıyorlar ki, oynarken aklıma kare kare karikatürler geliyor. Çekimlerde gülmemek için bazen birbirimizin alnına bakıyoruz! Bu dizinin en önemli özelliği sanırım insanları farklı bir dille güldürmesi
GERÇEK HAYATTA DOMESTİK BİR ADAMIM
Sizin de bir Almanya geçmişiniz var. Bu durum Cevahir karakterini yaratmanızda avantaj sağladı mı?
- Evet, Almanya’da doğup büyüdüm. Türkiye’ye geldiğimde Türkçe konuşamıyordum. Ortaokul 2’nci sınıftan başlamam gerekirken, Türkçem yetersiz diye ilkokul 5’ten başlattılar. Ama Cevahir, Almanya’da yetişmiş biri değil de Aborjin yerlisi olsaydı da bir şey değişmezdi. Karakteri ona bağlamamak gerek. Konservatuvar mezunuyum, hocam da Yıldız Kenter. Her şeyi oynayabilirim. Gerçek hayatta oynadığı karakterlerle alakası olmayan, domestik bir adamım.